Sağlık

Prof. Dr. Korkut Ulucan: “Sporda Genetik Bilgi Açısından En Büyük Arşive Sahibiz”

Son yıllarda büyük ilerleme kaydeden genetik bilimi her geçen gün hayatımıza daha fazla dokunuyor. Sadece hastalıkların tanı ve tedavisinde değil aynı zamanda sporcuların geliştirilmesi, beslenmesi ve ideal antrenman programlarının oluşturulmasında da yol göstermektedir. Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Prof. Dr. Korkut Ulucan’ın 2014 yılından bu yana üzerinde çalıştığı ‘Ulusal Spor Genomu Projesi’ kapsamında Türk sporcuların genetik yapısına ilişkin ilk veriler elde edildi. Prof. Dr. Korkut Ulucan: “Elde ettiğimiz verilere göre; “Aslında futbola uygun genetik altyapıya sahip olduğumuzu söyleyebilirim.” söz konusu. Tüm spor dallarında başarılı olabilecek potansiyele sahip olduğumuzu belirten Ulucan, genetik bilgi açısından en geniş arşive sahip olduğumuzu sözlerine ekledi.

Spor genetiği çalışmalarıyla tanınan Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Prof. Dr. Korkut Ulucan, 2014 yılından bu yana üzerinde çalıştıkları ‘Ulusal Spor Genomu Projesi’ hakkında bilgi verdi.

Sporda başarının temeli…

Sporun bir bilim olduğu ve disiplin gerektirdiğinin son örneklerinin kadın voleybolda Türkiye’nin 2023 Avrupa şampiyonu, basketbolda ise Almanya’nın 2023 Avrupa şampiyonu olması olduğunu söyledi. Dr. Ulucan, her başarının temellerinin yıllar önce atıldığını ve programın uzun yıllar istikrarlı bir şekilde takip edildiğini belirtti.

“Genetik yapımıza ve yapmaktan keyif aldığımız sporlara uygun antrenmanlar yapalım.”

Genetikçi Prof., spor genetiği alanında çok pahalı çalışmaların yürütüldüğünü vurguluyor. Ulucan, “Bu konuyla ilgili ilk günden bu yana birçok çalışma yaptık. İnsanlarda ‘genetik yapımıza uygun spor yapalım’ diye bir yanılgı var. Burada yaptığımız şey ‘keyif aldığımız sporları yapalım, daha başarılı olabilmek için genetik yapımıza uygun antrenmanlar yapalım’. 2014 yılından itibaren çalışmalarımızı ‘Ulusal Spor Genomu Projesi’ çatısı altında topladık. Amacımız bu coğrafyadaki yetenekli sporculara daha iyi rehberlik sağlamak” dedi. açıklamayı yaptı.

“Tüm spor dallarında başarılı olma potansiyelimiz var”

Bulunduğumuz coğrafyanın oldukça heterojen bir genetik yapıya sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Ulucan, “Bulunduğumuz topraklar yıllardır göç yollarına maruz kalıyor. Dolayısıyla farklı popülasyonların gen örnekleri aldığını düşünüyoruz. Bu kadar genetik çeşitlilikle sadece voleybol, güreş, halter ve basketbolda değil, atletizm, boks, futbol, ​​yüzme, tenis gibi tüm spor dallarında çok daha sürdürülebilir başarılara ulaşmamız gerekiyor. Biz bunu hak ediyoruz, bunun dışında bu potansiyele sahibiz. Yeter ki yeterince örgütlenebilelim. Bunu hep birlikte, disiplinlerin katılımıyla, birbirimizi bilim dallarının dışında bırakmadan, öne çıkmaya çalışmadan yapalım. “Gerekli genetik desteği fazlasıyla sağlıyoruz, daha fazlasını sağlamamız gerekiyor.” dedi.

Genetik bilgi açısından en büyük arşive sahibiz…

Proje kapsamında sadece futbolcularla değil, farklı spor dallarından sporcularla da çalıştıklarını kaydeden Prof. Dr. Ulucan, şunları kaydetti:

“Belki de bu kadar çeşitli sporcu grubu arasında en geniş genetik bilgi arşivine sahibiz. Spor genetiği çalışmalarını 4 ana kategoriye ayırdık; Atletik performansa ilişkin analizler, sporcu beslenmesine ilişkin analizler, darbe dışı yaralanmaların önlenmesine ilişkin analizler ve sporcuların konsantrasyonunu belirleyen psikogenetik faktörler. Son yıllarda bu kümeye yetenek gelişimi ile ilgili genetik faktörleri de ekledik. “Bugüne kadar bu konuyla ilgili 25’in üzerinde yüksek lisans tezi ve 50’nin üzerinde makale yayınladık.”

“En büyük eksiğimiz futbolcuların kendilerine bakmamaları”

“Elde ettiğimiz verilere göre; “Aslında futbola uygun genetik altyapıya sahip olduğumuzu söyleyebilirim.” diyen Prof. Dr. Ulucan, çalışma kümelerinde hem aerobik hem de anaerobik fizyolojiyi destekleyen gen kombinasyonlarının diğerlerine göre daha sık bulunduğunu belirtti. Prof. Dr. Ulucan şöyle devam etti:

“Kas yapısına ve fizyolojik yapıya uygun antrenman modelleri ve pozisyon seçimleri yapabiliyoruz. Antrenman bilimi açısından antrenörlerimiz ve teknik ekibimiz oldukça bilgili ve iyi uygulamaları uyguluyorlar. Aslında bu konuda en büyük eksiğimizin ne yazık ki futbolcu kardeşlerimizin kendilerine gereken özeni göstermemeleri olduğunu düşünüyorum.”

“Gıptayla takip ettiğimiz büyük liglerdeki futbolcularla benzer bir genetik altyapıya sahibiz.”

Literatür bilgisi açısından gıptayla takip ettiğimiz büyük liglerdeki futbolcularla benzer bir genetik altyapıya sahip olduğumuza dikkat çeken Prof. Dr. Ulucan, “Bu açıdan şanslıyız. Burada genetik yapımıza uygun antrenman modellerine ve kendine daha çok dikkat edecek futbolcu grubuna ihtiyacımız var. Tekrar analiz ettiğimiz bazı genetik varyantlar herhangi bir rastgele hareketi yapmamızda başarılı olmamızı sağlıyor. Mesela penaltı vuruşunu belli bir noktaya göndermek için ne kadar çalışmamız gerektiğiyle ilgili. Elbette buradan elde ettiğimiz sonuçlar niceliksel değil nitelikseldir. Yani ‘şu kadar saat yap, şu kadar tekrar yap’ yerine ‘daha çok tekrarlaman lazım’ gibi sonuçlar veriyor bize.” şeklinde konuştu.

“Futbolcular beslenme konusunda yeterli bilgiye sahip değil”

Sadece sporcuların değil, fiziksel aktivite yapmayan bireylerin de uygun beslenme programlarına ihtiyacı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Korkut Ulucan, şöyle konuştu:

“Sporcu performansının oluşturulmasında ve sürdürülmesinde beslenme ve dinlenme çok önemlidir. Aslında birçok kez eğitimin önüne geçecek kadar değerlidir. Yeterli antrenman sonrasında sporcuların gelişimleri için çok uygun bir beslenme programına ve yorgun ve yıpranan kasların onarımı veya gelişimi için uygun yenilenme koşullarına ihtiyaçları vardır.

Yaptığımız çalışmalarda futbolcularımızın beslenme konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını, aynı zamanda muhtemelen internetten ya da arkadaşlarıyla yaptıkları sohbetlerden kaynaklanan yanlış bilgilere de sahip olduklarını gördük. Bu bilgiler özellikle besin takviyeleri konusunda ciddidir. Genetik yapınıza uygun dengeli bir beslenme ile en azından bazı dönemlerde bu tür besin takviyelerine ihtiyaç kalmayacağını her zaman anlatmaya çalıştık. Birlikte çalıştığınız beslenme uzmanlarının bunları yaratmasına izin verin. Ne kadar iyi antrenman yaparsanız yapın, ne kadar iyi performans sergilerseniz sergileyin, eğer hücrelerimize gerekli molekülleri yeterince gönderemezseniz, bu bir işe yaramaz, hatta sakatlıkların habercisi bile olabilir. Mesela birçok sporcuda inflamatuar varyantları tespit ettik ve diyetisyenlerine gerekli bilgileri verdik. “Özellikle bu genetik varyantlar, yumuşak doku yaralanmaları olarak da bilinen darbesiz yaralanmalara zemin hazırlayan genetik varyantlarla birleştiğinde istenmeyen sonuçlara yol açabilir.”

Araştırmaya dahil edilen sporcularda psikogenetik faktörler de belirlendi.

Araştırmanın en dikkat çekici sonucunun futbolcularda konsantrasyona da etki eden psikogenetik faktörlerin belirlenmesi olduğuna dikkat çeken Prof. okudu. Aslında bu varyantlar tek başına veya birlikte yatkınlık oluşturabilir ancak bu tür sorunların ortaya çıkmasında çevresel faktörler de önemlidir. Dolayısıyla futbolcularımız hangi genetik varyanta sahip olursa olsun zihinsel destek veya spor psikologları ile bu olası sorunun üstesinden gelebilirler.” söz konusu.

Maçların son 20-25 dakikasında oyundan düşmenin temel nedeni psikolojik faktörler olabilir.

Maçların özellikle son 20-25 dakikasında oyun dışı kalmanın temel nedeninin kondisyon sorunlarından ziyade psikolojik faktörlerden kaynaklandığını düşündüğünü belirten Prof. Ulucan, “Özellikle yurt dışı maçlarda rakiplerimize daha çabuk kızmamızın sebebinin bu faktörleri kontrol edemememizden kaynaklandığını düşünüyorum. Belki rakiplerimiz bizi çoktan anlamıştır. Ancak programlı bir antrenmanla sporcularımız bu varyantlara sahip olsak bile sakin kalabiliyor ve oyuna odaklanabiliyor. “Bu genetik faktörlerin özellikle genç oyuncularımızın gelişiminde büyük etkisi var.” açıklamayı yaptı.

200’den fazla futbolcuyla çalıştı

Projeleri kapsamında 200’e yakın futbolcuyla çalıştıklarını belirten Prof. bizim ülkemizde. Birden fazla kez profesyonel oldu. Çalışma gruplarımızda milli futbolcularımız da var. Bazılarıyla hâlâ görüşüyorum ve onlara istedikleri şekilde destek olmaya çalışıyorum. Bu uzun bir süreçtir, genetik yapıya uygun yaşam formları uzun bir süre içerisinde fark yaratmaya başlar. “Birçok sporcumuz kısa sürede değişiklik bildirse de programı istikrarlı bir şekilde uyguladıkları sürece istediğimiz seviyeye gelmeleri zaman alıyor.” Bilimsel ve disiplinli çalışmaların fark yarattığının ve yaratacağının altını çizdi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu